Alışveriş; karşılıklı bir değiş tokuş. Almak vermek üzerine kurulu bir düzen çünkü zıt kelimeler hayatın dengesi. İhtiyaçlar, zevkler, sosyalleşmek ve eğlenmek için kurulmuş merkezler… Vaktini alıyor, paranı alıyor. Karşılığında aldığı kadarını veriyor… Her eylemin bir karşılığı olduğundan, arz talep neticesinde bölünerek çoğalıyor alışveriş merkezleri. Tüketici tarafından baktığımızda hangi merkeze gitmek isteriz? Ziyaret tercihini çok daha doyurucu, daha tatmin edici hizmet sunandan yana kullanacağımız kesin.
Durumu müşteri zihniyetinden değerlendirdiğimize göre, şimdi merkezlerin safından bakabiliriz. Tüketici ziyaretlerinin sürdürülebilirliği, tekrar tekrar gelmeleri, çoğalarak gelmeleri için ne yapmalı? İşte bu noktada markalaştırmak azami önem taşıyor. Markalaştırmak için gerekli olan şeyler; öncelikle hedef kitleyi belirlemek bu hedef kitle analizinin sonucunda güçlü pazarlama stratejilerini oluşturmak, organizasyonlar ve etkinliklerle projeyi canlı tutmak, tanınmak, gelişmek, güçlenmek… Unutmayalım ki her işin kendine has incelikleri vardır. Detaylar, ince ince dantel gibi işlenmelidir. Bir ilmek kaçarsa tüm çalışma defolu mal olarak etiketlenir, güzelim malzeme ucuza heba olur. Bu konuda yeterli deneyimi, fikri, uygulama gücü, vizyonu ve en önemlisi kendisininmiş gibi benimseyerek pazarlamasını ve reklamını yapacak bir kadro gerekir… Tanıdıklarımız var : )
Hiç Yorum Yok